Karayolları Haber Girişi : 30 Haziran 2022 14:47

“Sadece Hazar Denizi geçişlerini hızlandırmak bile, Kuzey Koridoru’ndan en az yüzde 15’lik bir payın ülkemiz üzerinden geçmesini sağlayacak”

“Sadece Hazar Denizi geçişlerini hızlandırmak bile, Kuzey Koridoru’ndan en az yüzde 15’lik bir payın ülkemiz üzerinden geçmesini sağlayacak”

Uluslararası taşımacılıkta özellikle Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte önemli bir alternatif güzergah olarak öne çıkan Orta Koridor'un güçlendirilmesi için Türkiye, Azerbaycan ve Kazakistan arasında çalışma grubu kurulması, lojistik sektöründe büyük memnuniyet yarattı. DEİK Lojistik İş Konseyi Başkan Yardımcısı Turgut Erkeskin, bu güzergahtaki altyapı ve bürokratik engellerin aşılmasıyla Türkiye’nin küresel taşımacılıktan alacağı payın önemli oranda artacağını belirterek, “Sadece Hazar Denizi geçişlerini hızlandırmak, feribot ve vagon kapasitelerini artırmak bile, kuzey koridorundan en az yüzde 15’lik bir payı ülkemiz üzerinden geçirmemizi sağlayacak” dedi.

"İhtiyaç değil, zorunluluk"

DÜNYA’ya konuşan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Lojistik İş Konseyi Başkan YardımcısıTurgut Erkeskin, Türkiye’nin girişimleri ile Orta Koridor’a yönelik çalışma grubu kurulmasının çok değerli ve heyecan verici bir girişim olduğunu ifade ederek, “DEİK’te yaptığımız çalışma ve hazırladığımız rapor çerçevesinde, Orta Koridor’un işlerlik kazanmasının, canlandırılmasının ülkemiz için pek çok ekonomik, sosyal ve kültürel değerinin olduğunu ortaya koymuştuk. İçinden geçtiğimiz son 2-3 yılın zorlu şartları, başta Çin olmak üzere Uzak Doğu ülkeleri ile yeni taşımacılık koridorlarının sadece ülkemiz için değil, beraberinde Avrupa hatta kuzey Afrika ülkeleri için de ne kadar gerekli olduğunu gösterdi. Orta Koridor artık sadece bir alternatif olmaktan çıkıp, olmazsa olmaz bir ihtiyaç konumunda” diye konuştu.

“Üretim ve lojistik üssü olabiliriz”

Orta Koridor üzerinde birçok taşımacılık faaliyetinin uzun yıllardır yapıldığını ancak birçok sorunla karşılaşıldığını ifade eden Erkeskin, “Gerek sınır geçişlerindeki sorunlar gerekse de Hazar Denizi geçişleri sorunları, beklemeler, hem demiryolu hem de karayolu faaliyetlerimizi oldukça fazla sekteye uğratıyor” dedi. Bu sorunların bölgedeki değer zinciri içinde mal akışlarını yavaşlatırken, maliyetleri de artırdığını dile getiren Erkeskin, sadece Hazar Denizi geçişlerini hızlandırarak, feribot ve vagon kapasitelerini artırarak bile Kuzey Koridoru'ndan en az yüzde 15’lik bir payın Türkiye üzerinden geçmesinin sağlanabileceğine vurgu yaptı. Erkeskin, bu sayede net hizmet ihracatının artırılabileceğini, Türkiye’den ve özellikle İskenderun ve Mersin limanları üzerinden Kuzey Afrika’ya yeni koridorlar açma imkânı sağlanabileceğini söyledi. Erkeskin, “Gerek doğu ülkeleri gerek Avrupa ve hatta Afrika ülkeleri ile olan yakın kültürel ve ekonomik işbirlikleri ile ortak üretim tesislerinin ülkemizde kurulmasıyla, tam bir üretim ve lojistik üssü olmayı başarabileceğiz" dedi.

"Çalışma grubu, kapasite ve verimliliği artıracak"

Çin-Avrupa hattında önemli geçiş ülkeleri olan Ukrayna ve Rusya’nın, savaş nedeniyle riskli hale gelmesi, alternatif güzergah ihtiyacı doğurmuştu. Bu durum, Türkiye’nin de dahil olduğu Orta Koridor’un önemi artırdı. Ancak Türkiye için önemli fırsatlar yaratan bu gelişmenin önünde altyapı eksikliğinden kaynaklanan bazı engeller var. Sektör yetkilileri, her fırsatta fırsatı kaçırmamak için mevcut güzergahtaki sorunların ivedilikle çözülmesi gerektiğini vurguluyordu. Bu konuda bakanlık tarafından ilk somut adım bu hafta başında atılmıştı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Bakü'de düzenlenen Türkiye-Azerbaycan-Kazakistan Dışişleri ve Ulaştırma Bakanları Toplantısı'na katıldı, yapılan üçlü zirvede, Orta Koridor'da kapasite artışı ve verimliliği artıracak çalışma grubu, Türkiye'nin önerisiyle imzalanan protokolle kuruldu. Bakan Karaismailoğlu, Orta Koridor'un önemini şu sözlerle vurguladı: "Çin'den Avrupa'ya doğru yola çıkan bir yük treni, Orta Koridor ve Türkiye'yi tercih etmesi halinde 7 bin kilometreyi 12 günde kat ediyor. Aynı trenin Rusya Kuzey Ticaret Yolu'nu tercih etmesi halinde 10 bin kilometrelik bir mesafe ve en az 15 günlük seyir süresi söz konusu. Güney Koridor'u tercih etmesi durumunda ise gemiyle Süveyş Kanalı üzerinden 20 bin kilometre seyrederek ancak 45 ile 60 günde Avrupa'ya ulaşabiliyor. Bu rakamlar bile Orta Koridor'un küresel ticarette, Asya ve Avrupa arasında ne kadar avantajlı ve güvenli olduğunu gözler önüne seriyor." Karaismailoğlu, hem karayolunda hem de demiryolunda orta koridorda yaşanan altyapı, geçiş belgesi ve geçiş ücreti gibi konularda da bir takım sıkıntılar olduğunu hatırlatarak, bu sorunların çözümüne odaklarını ifade etti. Karaismailoğlu, “Ülkelerimiz arasında ticaretin artabilmesi için öncelikle taşımacılıktaki geçiş ücretleri ve transit geçiş belgesi sorununu çözmemiz gereiyor. Kardeşliğimize yakışır şekilde yasal zemini hazırlayarak bu konularda gerekli çalışmaları hepimizin yapması gerektiğine inanıyorum. Bu problemlerin ortadan kalkması, hepimizi memnun edecek ve ticaretimize olumlu katkı sağlayacak" dedi.

UTİKAD Başkanı Ayşem Ulusoy: Ray altyapısı ve gümrük süreçleri uyumlu hale getirilmeli

Orta Koridor’un önemini her fırsatta vurgulayan isimlerden biri de Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Başkanı Ayşem Ulusoy olmuştu. Türkiye, Azerbaycan ve Kazakistan arasında Orta Koridor'da çalışma grubu kurulmasına yönelik görüşlerini DÜNYA ile paylaşan Ayşem Ulusoy, şunları kaydetti: “Bu koridora yönelik çalışma grubunun kurulması çok güzel bir gelişme. Bu hattın altyapısının iyileştirilmesi için güzergah üstündeki ülkelerin bir araya gelmesi gerekiyor. Altyapıyı uyumlu hale getirerek sürecin hızlandırması önemli bir adım. Ülkeler arasındaki ray altyapısı ve gümrük süreçleri yönelik problemleri çözülürse bu konuda yol alınır.”

KAYNAK: Aysel YÜCEL - DÜNYA

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.